Çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim

Evet, Alman Tedarik Zinciri Özen Yükümlülükleri Yasası'nın § 6 (3) No. 3 Bölümüne göre, çalışanlar için LkSG eğitimi zorunludur. Bu paragraf, şirketlerin çalışanlarının özen yükümlülükleri ve yasanın ilgili gereklilikleri hakkında bilgilendirilmesini sağlamak için gerekli ve uygun önlemleri almasını şart koşmaktadır. Bu da işgücünün sistematik olarak eğitilmesinin sadece bir tavsiye değil, tedarik zinciri boyunca insan hakları ve çevrenin korunmasına ilişkin kurumsal sorumluluğun yerine getirilmesi ve uyumun sağlanması için yasal bir gereklilik olduğu anlamına gelmektedir.

Ayrıca BAFA’nın Birlikte Çalışma Koşulları Kılavuzunda eğitimler önleyici tedbirler arasında olmalıdır denmektedir. Tedarik zincirindeki çalışanların eğitilmesi risklerin tespit edilmesi ve risklerin doğmasının önlenebilmesi bakımından önemli kabul edilmektedir.

Tedarik Zinciri Özen Yükümlülükleri Yasası'nın kendisi ve dolayısıyla LkSG eğitimi verme yükümlülüğü, 1 Ocak 2024 tarihinden itibaren Almanya'da kayıtlı ofisi, merkezi veya ana şubesi bulunan ve 1.000'den fazla kişiyi istihdam eden tüm şirketler için geçerlidir. Yasadan doğrudan etkilenen şirketlerin doğrudan ve dolaylı tedarikçileri de bu gereksinimlerden etkilenmektedir.

Eğitim ve ileri eğitim programlarının yürütülmesini sağlamak genellikle Yasanın kapsamına giren sorumlu şirketler yükümlüdür. Eğitimlerle öncelikle, tedarikçilerin insan hakları ve çevresel riskleri kendi faaliyetlerinde ve kendi tedarikçilerinin faaliyetlerinde erken bir aşamada fark etmelerine yardımcı olmak amaçlanmaktadır.

Tedarikçinin sözleşmeye dayalı güvencelerini uygulayabilmesi de eğitim ve ileri eğitimlerin gerçekleştirilmesi ile mümkün olacaktır. Tedarikçi şirketlerin eğitimleri aynı zamanda risk analizinin bir parçası olarak da yasada karşımıza çıkmaktadır.

Eğitimler, öncelikle tedarikçilerin insan hakları ve çevre risklerini ve ihlallerini erken bir aşamada fark etmelerine ve bunları uygun şekilde ele almalarına yardımcı olacaktır. Ayrıca, ilgili tedarikçinin sözleşmeye dayalı anlaşmalara uymasını ve bunları etkin bir şekilde uygulamasını sağlayacaktır. Eğitim ve ileri eğitimin kimin tarafından organize edileceği ve masrafların kimin tarafından karşılanacağı sözleşmeyle belirlenebilir. Yükümlü şirketler, örneğin, yerinde kontroller yapabilir ve kararlaştırılan eğitim ve ileri eğitimin gerçekten gerçekleşip gerçekleşmediğini ve ilgili muhataplara ulaşıp ulaşmadığını denetleyebilirler.

Eğitim ve ileri düzey eğitimlerinin içeriği, LkSG'nin içeriğini ve bunun altında yatan uluslararası çerçeveleri kapsamalıdır. Eğitimin gerçekleştirilmesi için dış hizmet sağlayıcıları da görevlendirilebilir.

İnsan Hakları Sorumlusunun hangi eğitimlerden geçmiş olacağı veya hangi sertifikaları alması gerektiği Yasada düzenlenmemiştir. Ancak Yasa, etkili bir risk yönetiminin kurulmasını ve bunun da insan hakları ile ilgili bir sorumlunun atanmasından geçtiğini düzenlemiş olduğuna göre, herhangi birinin insan hakları sorumlusu olarak atanması mümkün değildir. İnsan hakları sorumlusu olarak atanacak kişinin en azından Birleşmiş Milletler ve OECD kılavuz ilkelerini bilmesi ve LkSG konusunda hangi insan haklarının özel öneme sahip olduğunu ve bunların içeriğini Alman mevzuatına göre kavramış olması gerekmektedir.

O halde;

a) İnsan hakları konusunda temel bir eğitim ile

b) LkSG anlamında insan hakları ve risk yönetiminin bu çerçevede nasıl yapılması gerektiği konusunda eğitimlere katılmış olması gerekmektedir.

LkSG kapsamına giren tüm şirketler bir şikayet mekanizması kurmak zorundadırlar. Bu şikayet mekanizması risklerden ve muhtemel risklerden bağımsız olarak kurulmalıdır. Yükümlü şirketler kendi şikayet prosedürlerini, bireylerin bir tedarikçinin ticari faaliyetlerinden kaynaklanan insan hakları veya çevresel riskleri ve insan hakları veya çevresel yükümlülüklerin ihlallerini bildirmelerine olanak tanıyacak şekilde düzenlemelidir. Bunun yerine, uygun bir harici şikayet prosedürüne katılmak da mümkündür. Tedarikçiler bir şikayet mekanizması kurmuş olsalar bile, buna ek olarak, şirketler ya bir iç şikayet prosedürü oluşturmalı ya da doğrudan etkilenenlerin yanı sıra potansiyel veya fiili ihlaller hakkında bilgi sahibi olanların riskleri ve ihlalleri belirtmesine olanak tanıyan ilgili bir dış şikayet prosedürüne katılmalıdır.

Şikayet mekanizmasının asgari şartları şunlardır:

a) Yazılı bir şikayet usul kuralları oluşturulmalıdır.

b) Bilgi veren veya şikayette bulunan kişiye şikayetinin alındığı bildirilmelidir.

c) Şikayet mekanizması şikayette bulunacak veya bilgi verecek herkese açık olmalıdır.

d) Şikayet mekanizmasını yönetmekle yetkili kişiler, işletmenin talimatlarıyla bağlı olmamalıdırlar. Pozisyonları kişisel verilerin korunması hukukundaki veri sorumlusu ile aynı derecede olmalıdır. İşletme meclislerine örneğin bu konu ile ilgili görev verilebilir.