Bülten
Alman Tedarik Zinciri Özen Yükümlülüğü Kanunu Çerçevesinde Şirketlerin Sorumluluğu
₺500.00
Alman Tedarik Zinciri Özen Yükümlülüğü Kanunu (Kanun), 21 Temmuz 2022 tarihinde yayımlanmış ve 1.1.2023 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek olan bir kanundur. Kanun, Alman şirketlerini global olarak ticaret yaptıkları gibi, çalışan haklarına ve çevreyi korumaya da saygı göstermelerini beklemektedir. Ticari ortakları üzerinde baskı uygulama ve Almanya’da etkisini göstermesi gereken bir kanunun yurt dışında da uygulanmasını sağlama ödevi Alman şirketlere yüklenmektedir. Kanun, insan haklarını ihlal eden faaliyetlerin risk olarak benimsenmesini ve çevrenin korunmasına yönelik önlemlerin alınmasını hedeflemektedir. Türk-Alman ticaret rakamlarına göre (yaklaşık 40 Milyar USD), Türk tedarikçilerin Alman şirketleri ile ticari ilişkilerini sürdürmek istemeleri halinde bu Kanunun hükümlerine uymak zorunda kalacaklardır. Bu kitap, Almanya ile ticaret yapan Türk şirketlerinin nelerle karşılaşabileceklerini hem bilimsel hem de uygulama bakımından ele almakta ve Türk şirketlerinin ne yapması gerektiğini açıklamaktadır.
Açıklama
Alman Tedarik Zinciri Özen Yükümlülüğü Kanunu (Kanun), bir kanunun düzenleniş şekli itibariyle yer bakımından uygulanma sınırlarını aşan kanunların belki de ilk ve tek örneğidir. Kanun 21 Temmuz 2022 tarihinde yayımlanmıştır ve 1.1.2023 tarihinden itibaren de yürürlüğe girecektir. Kanun, Alman şirketlerine nasıl ki global olarak ticaret yapıyorlarsa, global anlamda çalışan haklarına ve çevreyi korumaya da saygı göstermelerini beklemektedir. Buna ilişkin olarak da ticari ortakları üzerinde baskı uygulama ve kural olarak Almanya’da etkisini göstermesi gereken bir kanunun yurt dışında da uygulanmasını sağlama ödevi Alman şirketlere yüklenmektedir.
BM 2011 tarihli sürdürülebilir insan hakları ilkeleri Kanunun uluslararası ticari alanda yerleştirmeye çalıştığı ilkeler olarak benimsenmiştir. Bu ilkelerin yerleştirilmesi ödevi boşlukta kalmasın diye de Kanun, etkili yaptırımlar getirmiştir.
Kanun iki ana hedef belirlemiştir: İnsan haklarını ihlal edici her türlü faaliyetlerin risk olarak benimsenmesi ve önlenmesi ve çevrenin korunmasına yönelik önlemlerin alınması. Bu iki menfaati ihlal edebilecek olası risklerin tespiti de bu hedefe ulaşılmada Kanun tarafından öngörülmüş yöntemler arasında sayılmıştır. Riskin ortaya çıkma ihtimalinin varlığının dahi önlem alınması için yeterli olması ve önlem alınması zorunluluğu ilkeleri ana ilkeler olarak belirlenmiştir.
Türkiye’nin Almanya ile olan ticaret rakamlarına bakıldığında (yaklaşık 40 Milyar USD), Türk tedarikçilerin Alman şirketleri ile ticari ilişkilerini sürdürmek istemeleri halinde bu Kanunun hükümlerine uymak zorunda kalacaklarını söylemek doğal bir sonuçtur. Bu nedenle hazırladığımız bu kitap, Almanya ile ticaret yapan Türk şirketlerinin nelerle karşılaşacakları hem bilimsel hem de uygulama bakımından ele alarak incelemektedir. Türk şirketlerinin ne yapması gerektiği konusunda açıklamalar, bunları nasıl yapabileceklerini anlatan yöntem ve pratik bilgilerle pekiştirilmektedir.
Türk-Alman ticari ilişkilerinde yön ve yol gösterici olacağına inandığım bu kitabı Türk şirketlerine ve bu alanda bilimsel çalışma yapanlara sunuyorum.
Prof. Dr. iur. Mehmet KÖKSAL
Avrupa Liderlik Üniversitesi Rektörü KKTC
İstanbul, 13.10.2022
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.